Page 5 - Karşıyaka Haber Gazetesi Eylül 2023
P. 5

5




                İSA GÜRLER                    kulları olan Rumlar kuyuları derin kazın,   dökülen, can sökülen bir kasaphane   kanlı ve katil tırnakları arasında eziliyor,
                                                                                  idi. Diğer taraftan Kemeraltı’nda ne
                                              bıçaklarınızı bileyin, yakında bu kuyuları
                                                                                                                     inliyor, yok oluyor. ”
              Karşıyaka Müftüsü               Türklerin leşleriyle dolduracağız” şeklinde   dükkan bırakılıyor, ne mal, ne ırz... Silah   “İzmir’de Neler Oldu?” kitapçığında
                                                                                                                     anlatıldığı gibi işte böyle bir durumda,
                                              konuşmalarla Rumları teşviklerde
                                                                                  seslerini takip eden ah ve of sadaları
                                              bulunmuşlar. Bu durum İzmir valisine
                                                                                                                     Mayıs 1919’da İstanbul’dan hareket
                                                                                  ediliyor, evler basılıp yaşlı ve genç
                                              sorulduğunda, o da sudan bir cevap ile   ile şurada burada Müslümanlar şehit   İzmir’in işgalinden bir gün sonra 16
                                              işi örtbas etti. Rumların hazırlıklarını   kadınların ırzlarına tasallut ediliyordu.   ederek 19 Mayıs 1919’da Samsun’a
                                              yapıp bitirdikleri bir zamanda Yunan   Artık vahşet bütün dehşetiyle İzmir’i   çıkan Gazi Mustafa Kemal Atatürk,
                                              vapurları İngiliz, Fransız, Amerikan   yakıp kavuruyordu. Öğlene doğru kordon   düşman işgaline karşı Türk Milli
                                              ve İtalyan zırhlılarının gözü önünde   üzerinden göğsünün sekiz yerinden   Mücadelesini fiilen başlatmış, Atatürk’ün
                                              İzmir limanına demir atarak askerlerini   süngülenmiş kan içinde Askerlik Şube   Samsun’da fitilini ateşlediği Milli
                                              ve cellatlarını Kordon’a çıkarmaya   Başkanı Albay Süleyman Fethi Bey,   Mücadele, üç yılın sonunda 9 Eylül
                                              başladı. Kordon boyunu dolduran     bir alay canavar sürüsünün ortasında   1922’de düşmanın İzmir’den denize
                                              Rumlar ve papazlar Yunan bayrakları   dipçikler altında yürütülüyordu. Süleyman   dökülmesiyle sona ermiştir.
                                              açarak, “Yaşasın Yunanlılar, gebersin   Fethi Bey kışlada Yunanlıların hücumuna   İzmir’in Kurtuluşu, Milli Mücadelenin
                                              Müslümanlar, intikam alınız kahramanlar”   maruz kalmış, elindeki Kur’an-ı Kerim’i   sona ererek Türk Milleti’nin kurtuluşu
                                              diyerek alkışlarla Yunan ordusunu   alıp ayaklarıyla çiğnemeye başlayan   ve bağımsızlığını elde edişinin simgesi
                                              karşıladı. Adeta kana susamış Yunan   Yunan subayına vurduğu tokattan sonra   olmuştur. Atatürk 13 Ekim 1925 tarihinde
                                              orduları sekiz, on kol oldular. Evvelce   süngülenmiş, kan ve göz yaşları içinde   “Sevgili Hemşehrilerim”  dediği İzmirlilere
                                              Rumların hazırladıkları haritaları alarak,   Kur’an-ı Kerim’i yerden alıp öpüp başına   hitaben şöyle demiştir; “Saygıdeğer
                                              Rumların ve papazların kılavuzluğunda   koymuş, bu sırada etrafını saran Yunan   İzmirliler! Siz çok üzüldünüz, çünkü çok
                                              şehrin dört bir tarafına ilerlemeye   asker ve subaylarının ikinci hücumuna   acılar ve eziyetler gördünüz. Mutlusunuz,
                                              başladılar, rast geldikleri Müslümanlara   maruz kalmış, ertesi gün şehit olmuştur.   çünkü  bütün memleket sizi kutsal bir
           Bağımsızlığın simgesi İzmir        süngülerle, dipçiklerle saldırdılar,   Hisar Camii’ne murdar ayaklarıyla giren   kurtuluş hedefi olarak kabul etmiştir.
                                              attıkları her adımda en kaba küfürleri
                                                                                                                     Ahmak düşman buraya gelmeseydi, belki
                                                                                  Yunanlılar Kur’an-ı Kerim’leri  sokaklara
                                                                                                                     bütün memleket dikkatsizlikte dalmış
                                              savurarak Müslümanları öldürmeye
                                                                                  kadar fırlatıp atarak “burayı kilise
           1920 yılında Antalya Müdafa-i Hukuk   başladılar. Kordon üzeri bir kasaphaneye   yapacağız” diye bağırıyor, 70 yaşındaki   olarak kalırdı. Siz bütün millet adına,
           Cemiyeti tarafından, İzmir’in işgaline   dönmüş idi. Şurada bir zavallı ihtiyarın   imam efendiyi ellerini bağlayarak döve   bütün memleket adına sıkıntı çektiniz.
           tanık olan bir zatın kaleminden İzmir’in   sekiz on yerinden süngülenmiş naaşı,   döve hapse götürüyorlardı.  Fakat bugün bu sıkıntının ödülüne
           işgalinin ilk günleri hakkında ayrıntılı   Yunan çizmesiyle tekmelendikçe on   Menemen’de Kaymakam boğazına ip   sahipsiniz. Tebrik ederim. Bütün dünya
           bilgiler veren “İzmir’de Neler Oldu?”   birlerce Rum “Yaşa” diye bağırıyor,   takılarak yerlerde sürüklenmiş, vücudu   duysun ki efendiler! Artık İzmir, hiçbir kirli
           isimli kitapçık bastırılmıştır. Kitapçığın   tütün mağazasına çalışmaya giden   delik deşik edilerek şehit edilmiş, üç   ayağın üzerine basamayacağı kutsal bir
           üzerinde, bu kitapçığın “her Müslümanın   çocuğu sırtında bir kadın kanlar içinde,   yüzden fazla Müslüman kızın namusu   topraktır.”
           okuması gerektiği” belirtilmekte ve   saçlarından sürüklene sürüklene getirilip   berbat edilerek süngülenmiş şehit   9 Eylül İzmir’in kurtuluşunun yıl
           “okuyan okumayana versin ve herkes   Rum kümelerinin gözü önünde karnı   edilmiş. Camilere sığınan yaşlılar,   dönümünü kutlarken bu cennet vatanın,
           bunu birbirine anlatsın” uyarısıyla “Şu   yarılmak, gözü çıkarılmak suretiyle   kadınlar kimi gözü çıkarılarak, kimi   milletimizin, devletimizin, bayrağımızın
           ibretli yazıları okuyup uyanalım” ifadesi   parçalanıyor ve böylece her Müslüman   karnı yarılarak, kimi saçlarından ateşe   varlığını, istiklâl ve hürriyetimizi, milletçe
           bulunmaktadır. Kitapçıkta özetle şöyle   şehit edildikçe gözleri çanaklarından   verilerek hunharca şehit edilmiştir.   namus ve şerefimizle yaşıyor olmamızı
           denilmektedir; “Yunanlılar daha İzmir’e   fırlamış katiller “Yaşa” diye bağırıyorlardı.   Bergama’da kadınlar öldürüldükten sonra   borçlu olduğumuz Ulu Önder Atatürk’ü,
           girmeden Rumlar hazırlıklara başladı.   İzmir’in en namuslu, bilgili memurları,   naaşları yakılmış, bin iki yüz Müslüman   aziz şehitlerimizi ve gazilerimizi bir kez
           Yüz seneden beri incitilmeyen, askere   eşrafı, tüccarı, öğretmenleri toplanmış,   çeşitli işkencelerle şehit edilmiştir. Hiç   daha hatırlayalım. Onlar bize hür bir
           alınmayan, ticaret ellerine bırakılan   başları, gözleri dipçik ve süngüden kana   şüphe edilmesin ki İzmir’de ve diğer   vatan bırakmasaydı varlığımızı devam
           ve ülkemizin en güzel yerlerinde rahat   boyanmış bir halde kordon üzerinde   yerlerde yapılan zulümler, Bursa’da,   ettirebilir miydik? Huzur ve güven
           bir şekilde yaşayan Rumlar, Yunan’ın   inleyen, kanlar içinde boğulan Müslüman   Uşak’da, Salihli’de hem de daha kanlı ve   içinde yaşayabilir miydik?  Bayrağımız
           İzmir’e geleceğini haber alınca İzmir’in,   naaşları arasından Yunan gemilerine   daha dehşetli bir şekilde yapılmaktadır.   dalgalanabilir miydi gönderde? Ezanımız
           civar kasaba ve köylerin haritalarını   götürülüyordu. Hele biri dipçikten yere   O güzel yurtlarımız da Yunan zulmünün   okunabilir miydi minarelerde? Kur’an
           çizip, Müslümanların evlerini, mallarını   düşsün de derhal toparlanıp kalkmasın,   altında inim inim inliyor, oralarda da   okuyabilir miydik? İbadetlerimizi rahatça
           işaretlemeye başladılar. Başta İzmir   hemen sekiz on çizme ve tekme   Kur’an ayaklar altında, İslam ırz ve   yapabilir miydik? ...Minnetarız onlara...
           Metropoliti Hrisostomos olmak üzere   kafatasını Kordon’un taşlarıyla yamyassı   namusu Yunan hırsının azgınlığının   Ruhları şad olsun. Mekanları cennet
           papazlar kiliselerde; “Ey Allah’ın sevgili   bir hale getirirdi. Kordon bu haliyle kan   karşısında, İslam’ın malı mülkü Yunan’ın   olsun. Devletimiz milletimiz var olsun.
           Balık sezonu açıldı,
            denetleme başladı




          Balık avı sezonu tüm Türkiye'de olduğu   Mavişehir balık mezatını ziyaret ederek,
          gibi Karşıyaka'da da “Vira Bismillah”   herm balıkçılara yeni sezonun hayırlı
          diyerek bereketli başladı.         olmasını diledi hem de denetimlerini
          Karşıyaka İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü  sürdürdü.Müdür Üngür, balıkçıların ve
          başta İlçe Tarım ve Orman Müdürü Bülent  balıkçı esnafın yeni av sezonunda bol av
          Üngür ve teknik personel Cumartesi   ve satış temennisinde bulundu ve kurallara
          buluşmaları kapsamında Şemikler ve   uyulması talimatını da hatırlatmayı
          Bostanlı Su Ürünleri Kooperatifleriyle   unutmadı.

                                                                                   Sağlam, marka yönetimini anlattı



                                                                                   Karşıyaka Sancar Maruflu STK      panelde davetlilerden ilgi gören ve alkış
                                                                                   Yerleşkesinde bulunan Akhisarlılar Kültür  alan Bülent Sağlam ayrıntılı bilgi verdi.
                                                                                   ve Dayanışma Derneği panellerine   Dernek Başkanı Dr. Ergun Kındıroğlu
                                                                                   devam ediyor.                     da gelenlere teşekkür ederek, "Bülent
                                                                                   Karşıyaka'da ikamet eden, derneğin   Sağlam'ın Marka yönetimi seminerine
                                                                                   üyelerinden Akhisarlı emekli genel   katılan üyelerimiz seminer sonunda aktif
                                                                                   müdür, marka ve  iletişim uzmanı Bülent  katılım ile sorularla konu genişletilip,
                                                                                   Sağlam bu kez de üye ve davetlilere   her yönü ile tartışıldı. Ülkemiz ve
                                                                                   Marka Yönetimini anlattı.         Dünyada Markalaşmanın önemi
                                                                                   Karşıyaka Belediyesi'nin katlı    vurgulanıp, gelişmiş zengin bir ülke
                                                                                   pazaryerindeki Karşıyaka Sancar Maruflu  olmak için vazgeçilmez, Dünya markaları
                                                                                   STK Yerleşkesi toplantı salonundaki   oluşturmanın önemi anlatıldı" dedi.
   1   2   3   4   5   6   7   8   9   10